Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal, partisinin İnegöl İlçe Başkanı Halil Büyükışıklar ve beraberindeki heyetle İnegöl’de çeşitli ziyaretler gerçekleştirdi. İnegöl’de esnafları da ziyaret eden Aksakal, vatandaşlarla kısa süreli sohbetler gerçekleştirdi

‘Bu ülke adına kaygı verici bir durum’

İnegöl Şavşatlılar Derneği’nde yaptığı açıklamada Türk siyasetinde saygı ve nezaketin kalmadığı iddiasında bulunan Aksakal, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye, Cumhuriyet tarihinde görülmediği kadar kamplaşmış ve insanların birbirinden uzaklaştırıldığı dönemi yaşıyoruz. Bu çok acı. Siyaset aslında böyle değildi. Hepinizin elinde telefon var. Siz isteseniz de istemeseniz de sizin önünüze getiriyor. Eskiden bu ülkede başbakanlık yapan, siyasi parti genel başkanlarının bir arada bulunduğu toplantıların ne kadar nezih ne kadar üretkeni ne kadar birbirlerine karşı saygılı olduğunu görüyorsunuz. Fakat şimdi öyle bir durum yok. Bu ülke adına kaygı verici bir durum. Mutlak surette yurttaşlarımızın kendi bulunduğu mecralarda buna itiraz etmesi gerekiyor”

‘Siyaset böyle olmamalı’

İktidar ve muhalefetin birbirine karşı söylemlerinin problemli olduğunu ifade eden Aksakal,

“Bizler ülkemizin iyi yönetilmesini istiyoruz. Ülkemiz yönetilirken sadece siyasette değil, diğer sivil toplum kuruluşlarında da dürüst insanların olmasını istiyoruz. Menfaatimizi, çıkarlarımızı korusun diye o dernekler, odalar, vakıflar, hükümetler, siyasi partiler var. Fakat ne acıdır ki Türkiye bugün Cumhurbaşkanı diğer siyasi parti genel başkanlarına ağza alınmayacak laflar sarf ediyor; hırsızlıktan, vatan hainliğinden, ahlaksızlıktan, yolsuzluktan… O partilerin genel başkanları, bir ülkenin cumhurbaşkanına aynı minvalde sözler sarf ediyor. Bunlar bizim canımızı acıtıyor. Siyaset böyle olmamalı” diye konuştu.

‘Biz Ecevit’ten nezaket gördük, vatanseverlik gördük, emperyalist sisteme karşı dik duruş gördük’

Patisinin Kurucu Genel Başkanı ve Eski Başbakan Bülent Ecevit’tin emperyalist sisteme karşı dik durduğunu belirten Aksakal, konuşmalarını şu ifadelerle sürdürdü:

“Biz Ecevit’ten nezaket gördük, vatanseverlik gördük, emperyalist sisteme karşı dik duruş gördük. Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlattığında Amerika ambargo uygulamıştı. Uçaklarımızın benzini bile yoktu. Rahmetli Kaddafi vermişti, yedek parçalarına kadar ve Orta Anadolu’da Haşhaş ekim yasağını kaldırma kararı alacağında Amerika, ‘Eğer bunu yaparsan, Sultan Ahmed Camii’ni, haşhaş tarlalarını bombalarız’ demişti. Bülent Ecevit de, ‘Tarlalar orada, cami de orada. Hadi bakalım yapabiliyorsanız’ dedi ve kendi politikasını, milliyetçi tavrını ortaya koyabilmişti ve başarmıştı. Bunu yine başarabiliriz”

Aksakal, “Bugün rahmetli Denktaş’ın 10. ölüm yıldönümü. Bir dönem hatırlarsanız Annan Planı kapsamında neredeyse Rumlaştırılıyordu komple. Allah’tan Rumlar o referandumda ‘Hayır’ dediler de kurtardık Kıbrıs’ı. Şimdi çok şükür artık bağımsız bir Kıbrıs Türk Devleti yolunda gidiş var. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dediğinizde son seçimlerde Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçildiği seçimlerde tavır aldık, Kıbrıs’a gittik. Oranın Avrupa Birliği ve Rum politikalarına teslim edilmemesi için vatandaşlarımızla da siyaset yaptık. Çünkü bir anlamda Kıbrıs, Bülent Ecevit’in bizlere emanetiydi. Bundan dolayı da çok mutluyuz” dedi.

Güncel konulara da değinen Aksakal, ekonomi olarak vatandaşların zor bir dönemden geçtiğini belirterek, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

“Sıkıntılarımız büyük mü elbette büyük. Hepimiz yaşıyoruz. Ekonomik olarak yurttaşlarımız hiç olmadığız kadar zor bir dönemi geçiriyor. Bu sıkıntıların temelinde yatan en önemli hadise; bütün siyasi bakış açılarından arındırarak söylüyorum bu cümlemi de; Türkiye’de 2017 yılında bir Anayasa Referandumu yapıldı ve yönetim sistemini değiştirdiler. Bu Anayasa Referandurmu’nda gerçekten ‘Evet’ çıktı mı çıkmadı mı bunu tartışmak istemem. Çünkü biz demokrasiye inanmış bir siyasi partiyiz. Sonuçta seçim kurulu bir netice açıkladı. Herkes o andan itibaren, o yasal düzlem içerisinde faaliyet gerçekleştirmek zorundadır. Buna herkes itibar edecek. Yani demokrasi sadece bir kesimin ihtiyacına karşılık kullanılabilecek bir mekanizma değildir. Ama bugün dikkat edin, iktidar gücünü elinde bulunduran yapı, artık Sayın Cumhurbaşkanı’nın da güç ve idaresinin dışına taşmaya başlamıştır. Kontrolden çıkmış vaziyette. Kimin ne yaptığı belli değil. Bir karar alınıyor, muhtemelen alınan kararlardan bir kısmından Cumhurbaşkanının bile haberi olmayabiliyor. Bunları ben yakından gözlemlediğim için sizlerle paylaşmak istiyorum. Ama düzelir mi? Elbette düzelir. Bu dünyanın sonu değil. Elbette düzelmelidir de ama kavga etmeden, birbirimize hakaret etmeden, söylediklerimizin doğrulu ya da yanlışlığı konusunda biraz daha muhakeme yaparak… Bugün kaybettiğimiz en önemli konu budur. Bunun mutlaka düzelmesi gerekiyor”