Tweet |
Sani Konukoğlu konferans salonunda gerçekleşen seminere Altyapı Sorumlumuz Turhan Albamya, Kulüp Müdürümüz Yavuz Memiş, Gençlik Gelişim Program Sorumlumuz Özgür Şahin, Altyapı Antrenörlerimiz ve sporcu velilerimiz katıldı.
Seminerde konuşan Marhan, şunları söyledi:
“Çocuklarınızı kendi gerçeğine göre yetiştirin. "Sahip olduğunuz çocuğu yetiştirin. Sahip olmak istediğiniz çocuğu değil." Örneğin sahip olduğunuz çocuk palamut, kafanızdaki çocuk ceviz. Palamudu ceviz yapmaya çalışmayın. Çocukluğu çalınan çocuğun geleceği olmaz. Bir çocuğu geleceğe hazırlama adına o çocuğun çocukluk sevincini veya çocukluğunu çalmak, o çocuğu mutsuz bir yetişkin yapar. Bir çocuğun hayatı sadece geleceğinden ibaret değil. Geleceği önemli olduğu kadar çocukluğu da önemli. Çocukluğunu harcayarak geleceğini inşa edemezsiniz. Bir çocuğun çocukluğunda mutlu olması geleceğine bağlı değil, ama bir çocuğun gelecekte mutlu olması çocukluğuna bağlı. Bugün bilmeyerek ya da farkında olmadan hatalı tutumunla özgüvenini kırdığınız çocuğunuz, birçok şeyden geri kalması demektir. Bugün kazandırılmayan özgüven, yarın mutsuzluk demektir. Dahası yarın hayata ezik ve geç kalması demektir. Zira özgüveni kırılan çocuk, kanadı kırık kuş misalidir.
Nasıl ki kanadı kırık kuş, gök yüzde özgürce uçamıyorsa, hatalı anne baba tutumundan kaynaklı özgüveni kırılmış çocuk da hep sağa sola savrulup durur. Kıyaslama değersizlik duygusu, Değersizlik duygusu yetersizlik duygusu. Yetersizlik duygusu özgüvensizlik,
Özgüvensizlik, aşırı kaygıya yol açar. Aşırı kaygı da stres ve başarısızlık demektir.”
HAYIR DİYEMEYEN ÇOCUK YETİŞTİRMEYİN
Sırf uslu ve hareketsiz kalsın diye uslu çocuk yetiştirmenin doğru olmadığına değinen Mahran, "Uslu" çocuk istiyorsunuz değil mi? Bir dediğinizi iki etmeyen, sesi soluğu çıkmayan çocuk... Bunu bir de öğretmenler çok istiyor. Evde anne babalar, uslu olsan seni parka götüreceğim, sana şunu alacağım, sana bunu alacağım diyorlar. Okulda da öğretmenler uslu olsan sözlüde sana yüksek vereceğim der. Us' un kelime anlamı, akıldır. Böylesi çocuklar kuzu kalıyorlar. Akran zorbalığına maruz kalıyorlar. Bir yüzüne vurulunca diğer yüzünü gösteren çocuklar oluyor. İşte bu çocuklar girişimci olamıyorlar. Bu çocuklardan ekmek çıkmıyor. Sırf uslu ve hareketsiz kalsın diye uslu çocuk yetiştirmek doğru değildir. Unutmayın ki oturarak üretim yapan tek canlı tavuktur. "Vur, elinden ekmeğini al" türünden çocuklar oluyor. Uslu çocuk yetiştirelim derken özgüvensiz, kuzu kuzu davranan, yani herkesin peşinden giden, hayır diyemeyen çocuk yetiştirmeyin. Ayrıca uslu çocuk yetiştirelim derken kuzu kuzu davranan, yani herkesin peşinden giden, hayır diyemeyen çocuk yetiştirmeyin. Çocuklarınıza duruş kazandırın. Zira koyun özelliklerini sergileyen bir çocuğa, çoban olmak isteyen çok olur. Nitekim bir yabancı oğluna şöyle nasihat ediyor: "Margo..oğlum, koyun olma! İnsanlar, koyunları sevmezler, yerler..." der Nasihat; yere baktırır, suçlu hissettirir. Sohbet; göze baktırır, özgüven kazandırır. Nasihat susturur, yalnız bırakır; Sohbet konuşturur, yakınlaştırır. Nasihat utandırır, utangaç bırakır. Sohbet insan insana konuşmayı sağlar.”ifadelerini kullandı.